30 Haziran 2014 Pazartesi

İzledim I Kelebeğin Rüyası Nasıl Bir Film ?

İnsanın hayatta yaşadığı ufacık bir acı dünyanın en büyük acısı gibi gelirmiş ona.Bana da böyle gelirdi hep taa ki bu filmi izleyene kadar.İnsanoğlu bencil çok bencil.Hep en iyisi olucak hep ben en iyiyim diyecek.Bu durum öyle bir trajikomik bir halde ki yaşadığı acı bile en büyük onunki olucak.Ah biz insanlar...
   Yılmaz Erdoğan öyle bir film yapmış ki beni benden aldı.İzlerken acıdan mideme kıramplar girdi.Gerçekten izlenilmesi gereken bir film.Kelebeğin rüyasını izlemeden önce Yılmaz Erdoğan bu filmi oscar'a mı götürmüş oscar kiimm biz kim demiştim.Çok ayıp etmişim.Bu film oscar'a aday nasıl seçilmezmiş.Görüntü desen yabancı filmleri aratmıyor.Konu desen bi Pearl Harbour'dan neyi eksik ki fazlası var.Kurulan her bir cümle insanı alıp götürüyor.Önce ki film yazılarımda bu replik çok hoşuma gitti filan diyordum.Bu film için hangi birini yazayım ki ben.



   İzlemekte çok geç bile kalmışım.Gerçi iyi de etmişim.Filmin sonuna geldiğinde yeterrr izlemicem diyecek raddeye geldim.Öyle yandı içim.
  Melankolik bir yazı oldu biliyorum.Eee bu filmden sonra yazılan yazıda sakin bir yazı olamazdı.
  Filmi izlerken Soma geliyor insanın aklına.Üzgünüm ama o yıllardan bu yıllara maden caklarında değişen hiçbirşey olmamış.Filmi izlerseniz mutlaka maden sahnelerine bakın.Farkı yok.
  Biz nasıl şairler yetiştirmişiz ve nasıl da unutup gitmişiz.Yazık ki ne yazık...Hep ölümlerinden sonra anarız.Ölümlerinden sonra kıymetli olurlar.Ya da birileri bunca yıl sonra gelir bir film yapar ve bizlere hatırlatır.
  Kıvanç Tatlıtuğ,Mert Fırat gerçekten oyunculuklarına diyecek tek kelime yok.
Fragmana göz atın;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder